BAĞIMLILIK TEDAVİSİ
Bağımlılık kişinin ruh ve fizik sağlığına, iş, sosyal, aile yaşamına zarar verdiğini bilmesine rağmen kullandığı maddeyi almayı durduramadığı, bırakıp başlamalarla giden bir beyin hastalığıdır. BEYİN HASTALIĞI tanımı önemlidir. Çünkü bir madde düzenli kullanmaya başlandığında bir süre sonra beyinde bellek, algılama, karar verme, yargılama, yürütücü işlevler ile ilgili bölgelerde sinir hücrelerini DNA’larında değişiklikler olmaktadır ve bağımlılık geliştiğinde bu değişiklikler geri dönüşümsüz olarak kalmaktadır. Bu nedenle bağımlı olmadan bireyin durumunu görebilmesi ve önlemler alabilmesi önemlidir. Çünkü bağımlılık geliştiğinde en iyi tedavi hiç kullanmamaktan geçer. Ama kişi bağımlı olmadan kontrollü kullanma teknikleri öğrenerek bağımlılık gelişmesini önleyebilir.
Kimse bağımlı olurum diye alkole, maddeye başlamaz. Hatta bana bir şey olmaz diyerek başlarlar. Balayı dönemi dediğimiz ilk başlanılan dönem genelde ergenliktir, ancak daha az oranda da görsek ilk kullanım yetişkinlik dönemide olabilir. Ergenin kaygılarını azaltması, sosyal ihtiyaçlarını karşılayan bir çevre oluşturması ve haz alması gibi gerekçelerle gençler kullanımlarını aralıklı da olsa sürdürmeye başlarlar.
Alkol madde kullanım aşamaları nelerdir?
Önce deneme dönemi gelir. Kişinin tanışması gerçekleşmiştir. Tanışma merak ve özenti ile olur. Arkadaş ortamlarında denmeye başlanır. Daha sonra sosyal içicilik aşaması gelir. Kişi peşine düşmemektedir, ancak karşısına geldiğinde kullanmaktadır. Bir içme düzeni yoktur henüz. Üçüncü aşama kötüye kullanımdır. Bu aşamada belli bir kullanma düzeni gelmiştir. Örneğin hafta sonları ya da haftada 2-3 gün içmek gibi. İstediği zaman kesebilir. Çünkü bağımlılık gelişmemiştir henüz. Bağımlılık aşamasında kişi artık alkolü, maddeyi aramaya başlamıştır. Günü alkol ya da madde etkisinde geçirmeye ayılmaya çalışmaya, ertesi günü kullanmak için neler yapması gerektiğini planlamalara başlamıştır. Bu evrede kişi yaptığı içme planına uyamaz. Örneğin 3 duble içeceğim kararı vardır, ancak içmeye başladığında günük tüketimi 1 şişe 70 cclik alkol ise onu içmeden kalkamamaya başlamıştır. Başlayınca duramamak, yani kompulsif içme beynin ilgili bölgelerinde hücresel düzeyde kalıcı değişikliklerin ortaya çıkmaya başladığının göstergesidir ve kişi bunu ne kadar erken farkedip içmesini kontrol altına almayı başarırsa bağımlılık gelişmesini önleyebilir.
Kimler Bağımlı Olur?
Temelde her kullanıcı bir gün bağımlı olabilir. Genelde düzenli kullanmaya ve giderek artan düzeylerde kullanmaya ve alkolü veya maddeyi aldığınız zaman istediğiniz yerde duramamaya başladıysanız tehlike çanları çalıyor demektir. Ailesinde alkol madde bağımlılığı olanlar, maddeye kolay ulaşanlar, boşanmış ailesi olan, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu veya çocukluk çağı travmalarına maruz kalmış ergenler, riski algılamakta zayıf olanlar, stresli durumlarda alkol madde kullananlar riskli kullanıcı gruplarıdır.
Nasıl Tanı Koyarız?
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından hazırlanmış olan tanı sınıflaması (DSM 5) bağımlılık tanısı yerine alkol madde kullanım bozukluğu kavramını getirdir. İyi de yaptı, çünkü şimdi sayacağım ölçütlerden son 12 ay içinde 2 tanesi varsa sorunlu alkol madde kullanımınız var denildi.
-
İş, okul, ev sorumluluklarını yapamayacak düzeyde madde kullanma
-
Fiziksel olarak tehlikeli durumlarda yineleyici madde kullanımı (örneğin yinelici bir biçimde alkollü ya da madde etkisinde araba kullanmak gibi)
-
Toplumsal ya da kişiler arası sorunlar yaşamaya rağmen kullanmaya devam etme
-
Tolerans gelişmesi: Kişinin ilk başladığı dönemlere göre aynı etkiyi elde edebilmek için giderek kullandığı maddenin dozunu artırması (örneğin 1 bira çerek etkilenen birinin zamanla aynı etkiyi 5 bira ile elde edebilmesi)
-
Yoksunluk belirtileri: Uzun süre yoğun bir biçimde alkol ya da madde kullanıldığında kesmeye alışındığında kanda alkol madde düzeyi düştükçe ortaya çıkan belirtiler kastedilmektedir. Kullanılan maddenin cinsine bağlı olarak yoksunluk belirtileri değişkenlik gösterir. Aşırı sinirlilik, uykusuzluk gibi belirtiler psikolojik belirtiler yanısıra, terleme, titreme, bulantı kusma, tansiyon yükselmesi gibi fiziksel belirtiler de olabilir.
-
Tasarladığından fazla kullanma: Kişinin alkolü ya da maddeyi planladığı süre yada miktardan çok daha fazla kullanmasıdır. Artık kullanım üzerinde denetimin kalktığının göstergesidir.
-
Bırakmak ya da kontrol etmek için sürekli boşa çıkan çaba: Kişinin sık ve başarısız bırakma girişimleri vardır.
-
Maddeyi bulmak, kullanmak ya da ayılmak için çok zaman harcama: Artık kişinin tüm yaşamı kullandığı madde olmuştur. Hemen uyanık geçirdiği zamanın büyük kısmı madde aramak, kullanmak ve ayılmakla geçmektedir.
-
İş,aile, okul yaşantısı kullanım biçiminden etkilenir. Günlük planları öncelikle nasıl o maddeyi bulacağı, parasını nasıl denkleştireceği, kimlerle buluşursa içebileceği, içtiği zaman o maddenin etkisinde geçireceği zaman ve ayılmak için ertesi gün kaybedeceği zaman şeklinde daralmıştır. Öncelik tamamen kullandığı madde olmuştur.
-
Madde kullanımı fiziksel ya da psikolojik sorun yaratmasına rağmen kullanım sürer.
-
Maddeyi kullanmak için güçlü istek duyma.
Bu ölçütlere dikkat etmek ve şiddetli olan belirtiler oluşmadan kullanım ile ilgili riskleri farketmekle bağımlılık gelişmesi önlenebilir.
Ne Tür Bağımlılıklar Vardır?
Çok çeşitli uyuşturucu ve uyarıcı maddeler, alkol ve reçeteli ilaçların bağımlılıkları ve davranışsal olarak adlandırdığımız bağımlılıklar vardır. Alkol, sigara, metamfetamin, ekstazi, esrar, kokain, eroin, kafein, bazı kaktüsler, mantarlar, LSD, GHB, PCP, uçucu maddeler, sentetik elde edilen yeni nesil maddeler (bonzai vs), morfin, akineton, çeşitli benzodiazepinler gibi reçeteli ilaçlar bağımlılık yapıcı maddeler içinde sayılabilir
Davranışsal bağımlılıklar içinde ise kumar, internet, yeme, alışveriş bağımlılığı, teknoloji bağımlılığı, iş, seks, egzersiz bağımlılığı sayılabilir.
Bağımlılık Tedavisi
Tedavi yatarak ve ayaktan yapılabilir. İster yatarak, ister ayaktan olsun tedavinin 2 aşaması vardır. Birinci aşama kullanılan maddeye göre ve kullanım süresine değişen belirtilerden oluşan maddenin akut kesilmesinin tedavisi, yani arındırma tedavisidir. Bu dönem yine maddenin cinsine ve kullanım süresine göre değişerek bir kaç günden birkaç haftaya kadar uzayabilir. Bu dönemde hastanın fiziksel ve ruhsal belirtilerine göre ilaç tedavisi uygulanır. İkinci aşama ise uzun soluklu tedavi süreci olan ve amacı yeniden başlamayı önlemek olan psikososyal tedavilerdir. Amaç kişinin yeniden başlamamak için hayatında ve kendisinde değiştirmesi gereken tutum ve davranışları farketmesi ve üzerlerinde çalışmasını sağlamaktır.
Bağımlılık tedavisinde bazı temel koşullar vardır.
Grup terapileri çok etkilidir. Bu grup terapileri modelleri hastaları bilinçlendirmeye yarayan informasyon grupları ve eski kullanıcıların birbirleri ile deneyim paylaştıkları rehberlik grupları ve görece daha kapalı olan ve psikodrama yada etkileşim grubu şeklinde yönetilen gruplardır.
Her hastaya yönelik özelleşmiş tedavi gerekecektir. Ortak katılınacak tedaviler dışında bireyin diğer sorunlarına özel bireysel psikoterapisi gerekecektir.
Bağımlılık bir aile hastalığıdır ve tüm aile üyeleri etkilenmektedir. Eşler, çocuklar, anne, babalar, kardeşler gibi. Aile ve eş terapileri de tüm aile üyelerini ele alarak, hasta bireye ve kendilerine doğru destek olmalarını sağlayacaktır.
Tedavide yeterli süre kalmak önemlidir. Erken tedavi terkleri yeniden başlamayı getirmektedir. Ayrıca yıllarca süren kullanımlar ile kullanma davranışları yerleşmiştir ve alışkanlık halini almıştır. Bu nedenle davranışları değiştirmek de uzun soluklu tedavide kalmayı gerektirmektedir. Ta ki kullanmama için yapılacaklar alışkanlık halini alana kadar.
Adsız Alkolikler ve Adsız Narkotikler gibi kendine yardım grupları da tedavide etkili olmaktadırlar. İstekli hastaları bu gruplarla tanıştırmak öenmli olabilmektedir.
Prof.Dr.Fİgen Karadağ
Psikiyatrist