DUYGU DURUM BOZUKLUKLARI
Günlük yaşam içinde çeşitli duygular yaşarız. Neşeleniriz, seviniriz, üzülürüz, ağlarız. Bunlar olağan duygularımızdır. Duygudurum bozukluğundan söz edebilmemiz için neşe ya da keder, üzüntü duygularımızın görece uzun bir süre bize hakim olmasıdır. Normal duyguduruma “ötimi” diyoruz. Duygudurum neşe yönünde artmışsa “taşkın” duygudurumdan, üzüntü, keder, elem yönünde arttıysa “çökkün” duygudurumdan söz ederiz. Günlük yaşamda insanlar kimi durumlarda aşırı neşe, coşku içinde olabilirler. Örneğin uzun süre birlikte olunmamış dostlarla birlikte olununca, ya da eğlenceli bir piknikte olunduğu zaman gibi. Ya da birinden ayrıldığımızda, bir işte başarısız olduğumuzda üzülürüz. Ancak bunlar kısa süreli ve normal sınırlarda olan duygulardır. Duygudurumda bozukluktan söz edebilmek için belirli bir süre taşkın yada çökkün duygudurumun kişiye egemen olmasıdır.
Duygudurum bozuklukları depresif ve ikiuçlu (bipolar) bozukluklar olarak 2 temel gruba ayrılır.
Major depresyon depresif bozukluklardan en çok bilinenidir. Tanı koymak için hemen hergün ve gün boyu süren aşağıdaki belirtiler göz önüne alınır
-
Depresif duygudurum (kişi kendini üzgün, mutsuz, karamsar hisseder)
-
Anhedoni ( kişinin yaptığı çok şeye karşı ilgisinde belirgin azalma vardır. Eskisi gibi zevk alamaz)
-
İştahı azalması ya da aşırı yemek yeme
-
Uykusuzluk ya da aşırı uyuma
-
Huzursuzluk, yerinde duramama ya da aşırı yavaşlama, durgunluk
-
Yorgun bitkin hissetme ya da enerjisizlik
-
Kendini yetrsiz, değersiz hissetme, suçluluk duyguları
-
Düşüncelerini belirli bir konu üzerinde yoğunlaştırmama ya da kararsızlık
-
Yineleyen ölüm düşünceleri, özkıyım girişimi ya da tasarısının olması
Bu belirtilerden en az 5 tanesi var ve en az 15 gün sürüyorsa ve kişinin günlük işlevlerini yapamayacak hale getiriyorsa major depresyondan söz ederiz ve psikiyatrik destek alınmalıdır.
Bipolar bozukluk ise manik depressif hastalık, iki uçlu bozukluk olarak bilinir. Bu bozuklukta depresyon atakları ve en az 1 taşkın duygudurumun görüldüğü manik atak olması gerekmektedir. Manik atak tanısı koymak için aşğıdaki belirtiler göz önüne alınır:
En az bir hafta süren taşkın ya da iritabl duygudurum ve artmış aktivite ve enerji düzeyi ile birlikte, Aşağıdakilerden en az 3 yada daha fazla belirtinin bulunması
-
Grandiozite (kendini çok büyük, yetenekli, zeki yada güzel vs hissetme)
-
Uyku gereksiniminde azalma
-
Çok konuşma
-
Fikirlerin uçuşması, düşüncelerin yarışıyor hissi
-
Dikkaktin kolayca başka konulara çelinmesi, odaklanamama
-
Amaca yönelik aktivitede artma (kişi yeni bir çok etkinliğe katılır ya da projeler yapar, çok alışveriş yapar, para harcar)
-
Kötü sonuçlar doğurma olasılığı yüksek zevk veren etkinliklere aşırı katılma (hızlı araba kullanma, alkol madde kullanımının artması vs gibi)
Duygudurum Bozukluklarının Nedenleri
Kalıtımsal geçiş bir nedendir. Ancak tek yumurta ikizlerinde bile %50-60 diğer ikizde hastalık görülebilir. Genetik geçiş önemlidir ancak olumlu çevre koşullarında yaşandığında bozukluk ortaya çıkmayabilir. Genetik geçiş kötü çevre koşulları ile birleştiğinde hastalık çok daha kolay ortaya çıkmaktadır.
Biyokimyasal nedenler de önemlidir. Örneğin depresyonda beyinde serotonin ve diğer nörokimyasal maddelerde azalma, mani de artma olabilir. Uyku döngüsü çok bozulur. Hormonal döngülerde de duygudurum bozukluklarında bozulmalar görülür.
Neden tedavi etmemiz gereklidir?
Duygudurum bozukluğu olan hastalarda özkıyım riski yüksektir. Hastaları çok rahat tedavi edilen bir durumdan kaybetmemek için tedavi etmeliyiz. Bu bozukluklarda tekrarlama ihtimali ve kronikleşme ihtimali yüksektir. Örneğin bir depresyon atağı geçiren kişilerde 2. Atağı geçirme ihtimali %50, ikinciyi geçirende 3. Atak olasılığı %70 e çıkmaktadır. Ayrıca bu bozukluk kişilerin yaşam kalitesini bozmaktadır.
Nasıl tedavi edilir?
-
İlaç tedavisi: Tablonun cinsine göre antidepresanlar, anti psikotik ilaçlar ve duygudurum dengeleyicileri dediğimiz (lityum, valproik asit gibi) ilaçlar kullanılır.
-
Psikoterapiler: Destekleyici psikoterapi, bilişsel davranışcı terapi, dinamik yönelimli psikoterapiler uygulanabilir.
-
Hasta ve ailelerinin bu bozukluklar konusunda eğitimi önemlidir. Psikoeğitim seansları hastalığın yönetimi için çok yararlıdır.
-
Elektro konvulsif tedavi (EKT). Özkıyım riski yüksekse, hasta yemiyor, içmiyorsa, ilaç reddi varsa, antidepresif ilaçların yan etkileri, aşırı duyarlılık ya da gebelik nedeniyle ilaç verilemiyorsa, yeterli süre ve dozda ilaç sağaltımına yanıt alınamamışsa yapılır.
Prof.Dr.Fİgen Karadağ
Psikiyatrist